• Halk SağlığıSağlık Bilimleri

Suyun Vücud İçindeki Görevleri

Suyun Vücud İçindeki Görevleri

Suyun Vücud İçindeki Görevleri; Su canlı varlıkların inorganik temelini oluşturur. Sıvı halde bulunduğu ısıda sahip olduğu dielektrik sabiti ile açığa çıkan iyonlar, hücre membranlarının ve enzimlerin temel işlevlerinde yaşamsal rol oynarlar. Çözeltilerde bulunan iyonlar su moleküllerinin elektrostatik örtüsü ile sarmalanarak biyolojik olarak önemli değişikliğe uğrarlar.

Hücre membranı dışında işlev gören hidrolize edici enzimler, suyun katkısı ile, gıda maddelerini emilime uygun boyutlara indirgerler. Hücre içinde ise, su; kimyasal olmaktan çok, fiziksel özellikleri ile işlev görür. Bunların dışında su besinler ile atıkların taşındığı nakil sistemini ve kimyasal bir reaksiyon ile vücud isisını oluşturur.

Vücut sıvısı hücre içinde ve dışında farklı konsantrasyonlarda olmak üzere tuz içerir. Hücredışı sıvının başat katyonu sodyumdur. Yanısıra daha düşük miktarlarda potasyum, kalsiyum, klorid ve bikarbonat anyonları bulunur.

Hücre içinin başat katyonu ise potasyumdur. Organik fosfatlar ve proteinler ise eşlik eden anyonları oluşturur. Anyonların ve katyonların konsantrasyonları, hücrenin işlevine göre farklılık gösterir.

Böylece biz hava soluyarak kuru toprakta yaşamımızı sürdürürken, hücrelerimiz akuatik çevrelerinde var olurlar. Hacim olarak hücrelerimizin ancak üçte birini oluşturan hücre dışı sıvıyı küçük ve ılık bir havuza benzetebiliriz. Bu havuzun bileşiminin ve ısısının üst düzeyde istikrarı, ileri derecede uzmanlaşmış hücrelerimizin varlığının ve işlevlerinin korunabilmesi için yaşamsal öneme sahiptir. Milieu intérieur’un duyarlı dengesinin korunması, gelişmiş fizyolojik mekanizmaların karmaşık etkileşimleri ile mümkün olmaktadır.

Bu çerçeve içinde hücrelerimizin birbirleri ile haberleşerek daha karmaşık işlevleri yerine getirmeleri de, içinde bulundukları havuza salgıladıkları kimyasal maddelerin aracılığı ile gerçekleşir. Örneğin, az sayıda hücre diğer pek çok hücreyi etkileyen özgül ürünlerini (tiroksin hormonu, vb.) kendilerini kuşatan hücre dışı sıvıya bırakırken,
hücrelerin neredeyse tamamın ürettiği karbondioksit aynı yolla özelleşmiş hücrelere ulaşır.

Havuzun küçüklüğü bu kimyasalların daha hızlı bir şekilde yayılmasına ve suyun konsantrasyonunda daha büyük değişikliklerin oluşmasına katkı sağlar. Ancak havuzun küçüklüğünün birtakım dezavantajları da vardır. Suyun vücudumuzda oynadığı bazı rollerin gerçekleştirilebilmesi ancak bir miktarının atılması ile mümkün olmaktadır. Böbreklerin konsantrayon yeteneğine bağlı olarak, içindeki eriyikler ile birlikte günlük 1 – 1.5 litre su, idrar olarak atılır. Bu metabolik atıkların uzaklaştırılmasının yanı sıra vücut ısısının ayarlanabilmesine de katkı sağlar.
Hücre dışı sıvının ısısı, hücreleri lokal ısı artışlarının zarar verici etkisine karşı koruyan primer, ısının genel dolaşıma aktarılması sekonder ve nihayet terleme tersiyer korunma hattını oluşturur. Isı kontrolü, suyun korunmasına karşı önceliğe sahiptir.

Ötleş, S., & Akçiçek, E. (2010). İçecekler. Ankara: Palme Yayın Dağıtım.

turklib

2020 yılının son gününde hayata geçen bu projeyle birlikte popüler konular hakkında kaynağı olan bilgilere en kısa yoldan ulaşabileceksiniz. Ayrıca turklib.org’un instagram sayfasından güncel olarak alanda yapılmış araştırmaların inceleme gönderilerini de görebilirsiniz.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu